Bu görüş yazısında, muhtemelen düşündüğünüzden çok daha önemli bir konuya değineceğim. Popüler bilim içeriklerinin ve bilim iletişimi faaliyetlerinin bilimsel konuları gerçekten öğrenmek için ciddi bir katkısı olup olmadığını inceleyeceğiz. Bu içeriği kaleme almama neden olan şey, bilimseverlerin ve gelecekte bilimsel faaliyetlerde yer almak isteyen kişilerin çok ciddi bir hataya düştüğünü fark etmem oldu. Böyle bir konuyu olabildiğince bağımsız inceleyebileceğime ve en azından "eğitimli yorumlar" yapabileceğime inanıyorum. Şimdiye kadar yüzlerce popüler bilim içeriği yayımladım ve bu süreçte Türkiye'nin (ve hatta dünyanın) en büyük ve saygın popüler bilim ve bilim iletişimi platformlarında aktif görev aldım. Bu platformların yazarları, editörleri, direktörleri, akademik destek sağlayanları ve okurları gibi pek çok kitle ile iletişime geçme fırsatım oldu. Bunların hepsi bana belirli bir tecrübe kazandı. Bunları açıklamamın sebebi, bu içeriği olabildiğince fazla örnek durumu görme ve analiz etme fırsatına tanık olduğum için yazdığımı belirtmek. Umuyorum ki siz bilimseverlere faydası dokunacaktır.

Popüler Bilim Nedir ve Neye Hizmet Eder?

Bu konuyu ele almadan önce popüler bilimin tam olarak ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Hatta bununla da kalmayıp popüler bilime neden gerek olduğunu ve neye hizmet ettiğini de anlamamız gerekiyor. Aksi taktirde doğru bir analiz yapmamız mümkün olmayacaktır.

Popüler bilim; akademik camiadaki gelişmeleri ve bilimsel olguları, alanın uzmanları kadar geniş bilgi birikimine sahip olmayan kişilere açıklamaya verilen isimdir. Bir başka deyişle bilim popülerleştirilmesidir. Bu sayede karmaşık ve detaylı bilimsel olgular, belki de kişide oluşması çok uzun yıllar alacak bir bilgi birikimine gerek olmaksızın, en azından yüzeysel olarak da olsa anlaşılabilmektedir. Mesela bir kişiye kuantum fiziğindeki temel konseptleri, doğru ve eksiksiz bir şekilde anlatmaya kalkarsanız matematikten yardım alamamanızın imkânı bile yoktur. Ancak, "doğruluktan" ve "eksiksizlikten" biraz ödün verirseniz anlatmanız mümkün olabilir. Aslında popüler bilimin yaptığı budur. Tabii ki popüler bilimin amacı veya yöntemi kesinlikle bu değildir. Ama pratikte, uygulamaya döküşte, ortaya çıkan sonuç budur. Yani popüler bilim, bir konuyu herkese açıklayabilmek için konuyu eksik veya hatalı anlatmayı kesinlikle hedeflememektedir. Fakat uygulama tarafında bundan kaçış da pek mümkün değildir. En azından kompleks bilimsel olgular için bu kaçınılmaz bir vaziyettir.

Popüler bilimin neden yapıldığı ve neden önemli bir araç olduğu ise ayrı ve çok önemli bir sorudur. Hiç şüphesiz bilim, doğruya olabildiğince ulaşmak ve geleceği inşa etmek için en başarılı araçtır. Bilimin öngörü gücü sayesinde sadece karadelikleri tespit etmek gibi halka daha uzak kalan konuları değil, deprem riskini analiz etmek gibi halk açısından hayati önem arz eden konuları da başarıyla çalışabiliyoruz. İşte burada önemli bir sorun çıkmaktadır: Bilim sayesinde deprem riskini analiz edip olası tehditleri önceden öngörebiliyoruz ama bu pratikte hayat kurtarıyor mu? Normalde kurtarıyor olması gerekir. Eğer bir bölgede deprem riski varsa ve bu risk, hayati ve maddi tehditler oluşturuyorsa o bölgede gerekli önlemler alınır. En azından alınması gerekir. Fakat bilim halka yeterince ulaşmıyorsa ve halk bu konuda "cahil" kalıyorsa ne olur? Yıkım olur. Türkiye bu cahilliğin bedelini çok ağır bir şekilde 6 Şubat 2023'te (ve daha farklı depremlerde de) ödemiştir. Eğer bu cahillik giderilmezse de ödemeye devam edecektir.

Depremlerden dolayı yaşanan büyük yıkımlar, bilime yeterince gösterilmeyen önemin bir sonucudur. Depremleri neredeyse hiç can kaybı olmadan atlatmak, modern bilim ve teknoloji sayesinde mümkündür. Ancak buna rağmen bilime yeterince önem verilmediği için binlerce kişi hayatını kaybetmektedir. Bunun en önemli sebebi bilimsel eğitimdeki eksikliktir.
Pexels

Bu cahilliği gidermenin tek yolu ise bilim eğitimidir. Mevcut eğitim sistemindeki bilim eğitimi ise hiç şüphesiz yetersiz kalmaktadır. Bu, dünyanın pek çok yerinde (hatta belki de her yerinde) böyledir. Elbette üniversite ve yüksek eğitimde bu bilimsel eğitimler verilmektedir. Ancak halkın tamamının üniversite mezunu ve hatta doğa bilimleri bölümlerinden birinin mezunu olmadığı göz önünde bulundurulacak olursa bunun bir önemi kalmamaktadır. Asıl önemli olan bilim eğitimi, ilköğretim ve ortaöğretimde verilendir. Bu eğitimi alamadan mezun olan milyonlarca kişi olduğunu varsayacak olursak (ki bu eğitimli bir varsayımdır), bu sorunu düzeltmek veya olabilecek en az düzeye indirmek için eğitim sistemi dışı müdahalelerde bulunmak gerekmektedir. Bilim iletişimi ve popüler bilim burada devreye girmektedir.

Yukarıda bahsedilenlerin tamamından çıkarılabileceği gibi popüler bilim ve bilim iletişimi esasında, bilimsel yöntemi ve bilim kültürünü aktarmak içindir. Yani popüler bilimin bir kişiye kazandırabileceği en önemli şey, bilimsel bilgiye nasıl ulaşılacağı ve şüpheciliktir. Eğer bilim iletişimi faaliyetleri artırılabilirse, bilim daha çok kişiye ulaştırılabilirse halkta bu konulara yönelik bilinç oluşması sağlanabilir. Üstelik bunun etkisi küçümsenemeyecek durumdadır. Örneğin, depreme yönelik bilinçli ve gerekli bilimsel bilgilere sahip, konulara karşı skeptik tavır tutunan bir toplum; ilgili kurumların görevlerini icrasını denetleyebilir, gerekli denetimi yaparak şeffaflığın sağlanmasına yardımcı olabilir. Bu da dolaylı olarak deprem yüzünden hayatını kaybeden kişi sayısının azalmasını sağlayabilir.

Halkın bilimsel konulara belirli bir düzeyde hâkim olması aynı zamanda, bilimsel projelerin ve araştırmaların fonlanması için de kritik önem arz etmektedir. Tarihte buna yönelik örnekler bulmak oldukça kolaydır. Örneğin, NASA'nın uzay misyonlarını gereksiz harcamalardan ibaret gören halk yüzünden NASA'ya ayrılan ve zaten oldukça kısıtlı olan bütçe her seferinde tartışma konusu olmaktadır. NASA'nın bütçeleri azalmakta ya da gerekli olan artışı alamamaktadır. Bu da bilimsel ve teknolojik çalışmaların yavaşlamasına, bazı projelerin sonlandırılmasına ve hatta tamamlanmasına ramak kalmış çalışmaların bütçe sınırlaması yüzünden iptal edilmesine neden olmaktadır. Halk, vergilerinin nereye ve ne için harcandığını iyi bilirse ülkesinin ve insanlığın geleceği için de daha rasyonel bir tutum alabilir. Vergileri ile yapılan bilimsel çalışmaları bilmeyen bir halk, geçim sıkıntısı ile uğraşırken Ay'a uzay aracı gönderilmesini gereksiz görebilir. Oysaki çalışmalara hâkim ve araştırma kültürü olan birisi, bilimsel çalışmalara ayrılan bütçenin, ülkenin bütçesine kıyasla zaten ne kadar az olduğunu bilir ve asıl sorunun bu çalışmalar olmadığını anlar. Vergisinin gereksiz harcandığı yerin de bilim olmadığını kolaylıkla fark edebilir. Yani bu konu çok başlıdır ve hiç şüphesiz sadece eğitimle bu bilinç kazanılabilir. Bu durumda da yetersiz kalan eğitim sisteminin bazı açıklarını popüler bilim kapatmaya çalışmaktadır. En azından böyle olması hedeflenmektedir.

Ayrıca Bilim Eğlencelidir!

Evet, bir de bu var: Bilim eğlencelidir. Hem de çok eğlencelidir! Bu eğlence, bilim insanlarının çalışmalarının arkasındaki en güçlü motivasyon kaynaklarından birisidir. Bilim, merak ve tutkunun bir araya geldiği bir sahadır. Dolayısıyla bilim öğrenirken ve üretirken sürekli olarak bir şeyleri merak etmeniz ve heyecan duymanız gerekmektedir. İşte bu merakı ve tutkuyu da keşfedebilmek büyük önem taşımaktadır. Gençlerin bilime olan merakını keşfedebilmesi, kariyerlerini bilim üzerine çizmesi, çekinmeden ve baskı altında kalmadan kariyer tercihleri yapabilmesi gelecekteki mutlulukları için de önemlidir. Popüler bilim burada da devreye girer ve zaten meraklı olan gençlere tutkularını keşfetmeleri konusunda rehberlik yapar. Popüler bilim ile çok farklı bilim sahalarında yapılan çalışmaları öğrenebilir, bilimsel bir çalışmanın nasıl yürüdüğünü kavrayabilir ve temel bilimsel kavramlara giriş yapabilirsiniz. Bu çok ciddi bir fırsat ve yardımcıdır çünkü bilim, genellikle okullarda bütün etkileyiciliği ile anlatılmaz. Daha ziyade bakanlık tarafından belirlenen müfredatı yetiştirmek ve sınava öğrenci hazırlamak üzerine bir eğitim vardır. Bu yüzden öğrencilerin tutkularını okulda keşfedememeleri de olasıdır. Ama belirli olasılıkların bir araya gelmesi sonucu bir Bilimetri makalesine tıklayan bir genç, hayatının dönüm noktasını yaşayabilir. Bütün kariyer hedeflerini değiştirebilir ve her yanı heyecan dolu bir dünyaya adım atabilir.

NASA'nın InSight uzay aracının Mars yüzeyine başarıyla inişini kutlayan bir ekip.
NASA

Popüler bilim sadece gençlerin faydasına da değildir. İleride bilimsel bir kariyer hedefi olmayan kişiler için de eğlenceli ve faydalı bir zaman geçirme aracı olabilir. İnternetin tamamen zaman kaybı olan mecralarında vakit geçirmek veya politika gibi yalancı ve manipülatif ortamlara saplanıp kalmak yerine temel bilimsel konuları öğrenmeye zaman harcayan birisi, hem kendisi için daha sağlıklı bir faaliyet yapacaktır hem de kozmosun yapısı gibi, aslında herkesi "büyülemesi" gereken konular üzerine kafa yorabilecektir. Bu, bir kişinin hayatındaki önemli bir dönüm noktası olabilir.

Bu görüş yazısının konusu "Popüler bilim nedir?" gibi bir şey olmadığı için daha da detaylara girmeyeceğim. Fakat genel hatlarıyla popüler bilim, yukarıda bahsettiğim amaçlara hizmet etmektedir. Görülebileceği üzere rolü değerlidir ve küçümsenmemesi gerekmektedir.

Popüler Bilim, Bilimi Öğretmekte Yeterli midir?

Hayır, kesinlikle değildir. Bu sorunun cevabı belki de düşündüğünüzden çok daha nettir. Üstelik bununla da kalmayarak, bu fikri daha ileri bir noktaya taşıyorum: Sadece popüler bilim ve bilim iletişimi faaliyetleri aracılığıyla bilimi öğrenemezsiniz. Bilim bu kadar basit bir sistem değildir. Üzerine bir ömür verilecek kadar detaylı ve zaman isteyen bir sistemdir. Genel görelilik üzerine elli tane popüler bilim yazısı okusanız da genel göreliliği tam olarak anlayamazsınız. Hatta muhtemelen bu yazıların büyük bir çoğunluğu kendini tekrar ediyor olacaktır. Peki popüler bilim neden yetersiz kalıyor? Bunun pek çok nedeni var ve elbette bu yazıyı okunamayacak derecede uzun yapmadan hepsine tek tek değinmek imkânsız.

İlk neden, popüler bilimin konuları fazla basitleştirmesi. Popüler bilim, bir konuyu karşıdaki kişinin anlayabileceği düzeye indirgeyerek anlatır. Eğer herkes bir akademik makaleyi açıp okuyarak konuları öğrenseydi popüler bilimin de işlevi kalmazdı. Bu indirgeme sırasında ise bir nevi bilgi kaybı yaşanır. Okur veya dinleyici için önemli gözükmeyen ama aslında çok önemli olan bazı bilgiler bile kimi zaman göz ardı edilir. Bu durum konuya olan hakimiyetin zayıf kalmasına neden olacaktır. Yani siz öğrendiğinizi zannederken aslında sadece kültürel bilgi birikiminizi genişletmiş olacaksınız. Konuyu gerçekten anlamaktan ziyade konunun ne olduğunu öğrenmiş olacaksınız. Birisi size genel göreliliğin ne olduğunu sorduğu zaman ona yanlış olmayacak bir şekilde konuyu açıklayabileceksiniz ama gerçek bir fizikçi ile sohbeti ilerletemeyeceksiniz. Bu durum popüler bilimin "zayıflığı" değildir çünkü zaten popüler bilimin amacı değildir.

İkinci neden, popüler bilim matematikten uzaktır. Özellikle fizik gibi konularda matematik çok önemlidir. Herhangi bir fizik konusuna matematiğin karışmaması pek mümkün değildir. Ayrıca bir fizik konusunu da matematikten tamamen uzak bir şekilde anlatmak çok zordur. Hatta kimi zaman pratikte imkânsızdır. İnsan beynin bazı şeyleri somutlaştırması gerçekten zordur. En soyut konularda çalışan bilim insanlarının bile bazı olguları kafalarında oturmakta sorunlar yaşadığı olmaktadır. İşte matematik bu boşluğu doldurur ve beyninize bir somutlaştırma aracı sunar. Popüler bilim ise bu aracı büyük ölçüde reddetmek durumundadır çünkü popüler bilim okuyucusu için matematik, her zaman iç açıcı gözükmeyebilir. Matematik sınav puan ortalamaları ile diğer derslerin puan ortalamalarını kıyaslarsak bu durumu daha iyi görebiliriz. Bunun neden böyle olduğu ise bambaşka bir makalenin konusu olacak kadar detaylıdır.

Üçüncü neden, popüler bilim analojileri sık kullanır. Analoji kullanmak işleri kolaylaştırır. Bir konuyu, okurun veya dinleyen kişinin çok daha iyi bildiği başka olgularla açıklamak faydalı olabilir. Karşıdaki kişinin kavramları kafasında canlandırmasını ve birbirleriyle ilişkilendirmesini kolaylaştırabilir. Bu sebeple analojilere öcü gözüyle bakmak sağlıklı bir yaklaşım değildir. Yine de analojilerle fazla samimi olmamak iyi bir fikir olabilir. Bunun sebebi ise analojilerin tamamen yanlış olmasıdır. Evet, "Bazı analojiler yanlıştır." gibi bir ifade kullanmıyorum. Bütün analojiler yanlıştır, öyle de olmak zorundadır. Analojilerin doğasında olan bir zorunluluktur bu. Uzay-zaman eğrilmesini (veya "bükülmesini") çarşaf analojisi ile anlatabilirsiniz, bu karşı tarafta bir "Eureka!" anı bile yaratabilir. O kadar güçlü ve basit bir analojidir bu. Ama yine de tamamen yanlıştır çünkü bu analoji daha en başından, uzay-zaman dokusunun başka bir uzay-zaman dokusu içerisinde kurgulanmasını şart kılmaktadır. Çarşaf aşağı doğru esniyor evet ama bizim dünyamızın içerisine esniyor. Gerçekte olan bu değil ki! Gerçekte, uzay-zaman dokusu bir şeyin içinde bükülmüyor (ve genişlemiyor). Bükülen şey uzay-zamanın ta kendisi ve başka hiçbir şeye bağlı değil. Yaa... Böyle anlatıca çok daha karmaşık bir hâl aldı, değil mi? Eğer doğrusunu bilmek istiyorsanız bunu iyi anlamanız gerekir ama popüler bilimde analojilerin "bayatlığı" sıklıkla anlatılmaz.

Uzay-zaman yapısının çarşaf aracılığıyla analojik bir canlandırması.
YouTube

O Hâlde Bilimi Nasıl Öğreneceğiz?

Bilimi öğrenmenin en iyi yolu akademiyi takip etmektir çünkü gerçek bilim akademide yapılmaktadır. Şunu asla unutmayınız: Popüler bilim, bilimi sunar ve ürünlerini halka açıklar. Akademik bilim ise bilimi üretir, adeta bir fabrikadır. Bilim üretmek istiyorsanız bilimin üretildiği yolu takip etmeniz gerekir. Buna başlamanın en iyi yolu ise okuldaki derslerinizi takip etmenizdir. Beğenseniz de beğenmeseniz de okulda anlatılan konular bilimin en temel (dolayısıyla üniversite temelinizi de oluşturacak) konularıdır. Bu süreçte popüler bilimden faydalanabilirsiniz. Örneğin, okulda bir konuya geçmeden önce o konuda popüler bilim okumaları yaparak temelinizi oluşturabilirsiniz. Ardından konuları okulda (veya başka bir yerde, artık kaynak çeşitliliği çok fazla) öğrenerek bilgilerinizi detaylandırabilirsiniz. Matematik ve fizik gibi konularda problem çözmenin önemini de küçümsemeyiniz. Konuyu anladığınızı düşünseniz bile uygulamaya dökecek kadar iyi kavramış olmanız önemlidir. Ancak ilk önceliğiniz daima anlamak olsun, öğrenmek değil! Sonrasında da bunu uygulamaya dökmek olsun.

Konuları kendi başınıza çalışarak da öğrenebilirsiniz. Bunu yapmanın çeşitli yolları var. Akademik kitaplar alarak, YouTube gibi dijital öğrenme araçlarını kullanarak ve/veya kütüphaneye giderek pek çok şey öğrenebilirsiniz. Bazen sadece kütüphaneye gitmek ve öğrenmek istediğiniz konuda rastgele kitapları raflardan indirmek bile çok şey öğrenmenizi sağlayabilir. İmkânınız varsa evinizde küçük çaplı bir akademik kaynak kitaplığı oluşturmaya çalışabilirsiniz. Bunun faydası gerçekten çok büyüktür. Kaynakları baştan sona taramak için almanıza gerek yoktur, kimi zaman sadece takıldığınız bir yerde yardım almak veya ileri okuma için referans almak amacıyla bile kullanabilirsiniz.

En önemlisi, merak edin! Popüler bilim ile konulara giriş yaptıktan sonra merakınızı orada söndürmeyin, o konuyu öğrenmekten aldığınız zevki devam etmek için kullanın. Konuda ilerlemek, daha detaylı bilgi sahibi olmak ve bilgi birikiminizi genişletmek için bir motivasyon olarak kullanın. Böyle yaptığınız zaman daha sürekli bir öğrenme süreci kazanmış olacaksınız.

Sonuç

Popüler bilim, hayatımızda hiç şüphesiz çok önemli bir rol oynamaktadır. Bilimi öğrenmek için de çok önemli bir rolü vardır. Ancak bilimi öğrenmek için tek başına yeterli değildir. Popüler bilim içeriklerini okumak genel bilgi seviyesi ile alakalı değildir. Daha ziyade, bir konu özelindeki bilgi seviyesi ile ilgilidir. Bir biyolog dahi, hiç bilmediği bir biyoloji konusunda popüler bilim içeriği okuyabilir ve konuya bu şekilde giriş yapabilir. Bunda şaşırtıcı hiçbir durum söz konusu değildir. Bilimsel konulara popüler bilim içerikleri ile giriş yapıp daha sonrasında akademik düzeye geçiş yapmak, öğrenme sürecini daha etkili kılabilir.

Bilimi öğrenmek zaman ve istikrarlı bir çalışma ister!
Pexels

Bilimetri'de bizler, çeşitli seviyelerde popüler bilim içerikleri üretmeye özen gösteriyoruz. Böylece daha geniş bir spektruma hitap edebilmeyi umuyoruz. Ancak bununla da yetmiyoruz ve Bilimetri Akademi projemiz ile akademik bilimi öğrenmenize de yardımcı olmayı hedefliyoruz. Bilimetri olarak amacımız sadece popüler bilim yanına odaklanmak değil, akademik yanına da odaklanmaktır. Bu sebeple de akademik danışman destekli bir bilim iletişimi platformu oluşturmaya ve detaylı bilimsel içeriklere yer vermeye de özen gösteriyoruz.

Son olarak, bu içerikte bahsedilen her şeyin görüş yazısı kapsamında olduğunu unutmamanızı hatırlatırız. Bu görüşleri birer tavsiye olarak almanızı ve enine boyuna analiz ettikten sonra hayatınıza uygulamanızı öneririz. Umuyoruz ki size faydası dokunur. Bilim ve merakla kalın!